Fatma Deveci - DoktorTakvimi.com SİSTEMİK YAKLAŞIMDA KAYGI – Psk Dan. Fatma Deveci

SİSTEMİK YAKLAŞIMDA KAYGI

KAYGININ YAŞAMDAKİ ROLÜ ve KAYGI BOZUKLUĞU

Kaygı hayatta kalmamızı sağlayan normal bir duygudur. Kaygı yok edilmesi gereken bir duygu değildir. Ancak yaşamı zorlaştırdığı durumlarda yönetilmesi sağlanmalıdır. Kaygı ve kaygı bozukluğu arasındaki farkı anlamamız önemlidir. Kaygı geleceğe dair bir duygudur. Bizi ele geçirmediği sürece yaşayıp hayatımızı düzene sokup devam ederiz. Ancak kaygımız bizi ele geçiriyor ve ilişkilerimizi etkiliyorsa artık kaygı bozukluğu olarak ifade edebiliriz.

Yaşadığımız kaygıdan dolayı muzdarip olan birileri var mı bu önemlidir. Kaygının ilişkide 2 önemli işlevi vardır. Bunlar;

1) İlişkide kaygılı birisi varsa kaygıya yönelik ilişkinin kurulması ve geliştirilmesi sözkonusu olabilir. Karşılıklı ilişki kaygıdan beslenir.

2) İlişkinin değişimine yönelik de kaygının işlevi olabilir.

 

İnsanların yaşamlarını zorlaştıran 4 tip kaygı vardır. Bunlar;

1) Yaygın Kaygı Bozukluğu: Temelde endişelerden kaynaklıdır. Daha çok düşüncelerimizde ortaya çıkan kafamızdaki endişeyle eşleşmektedir. Bir kaygı diğer kaygıda değişiklik yapmaktadır.

2) Panik Bozukluğu: Birincil anlamda bedensel tepkiler eşlik etmektedir. Titremek, terlemek, nefes almada zorluk, boğulma hissi gibi bedensel tepkilere daha sonra düşünceler eşlik etmektedir. Kişide bedenimde kötü şeyler oluyor gibi düşünceler oluşmaktadır. Panik atakları azaltmanın çok basit bir yöntemi vardır. Kişinin vücudunda aslında enerji birikimi vardır.

3) Fobi: Araba, kedi, fare gibi… şeylere karşı duyulan kaygıdır. Belli durumlar kaygı oluşturmaktadır.

4) Travma Kökenli Bozuklukar (Post-travmatik): Bireyin yaşamış olduğu kaza, istismar, ölüm gibi birtakım travmatik olayların ardından gelişen bir kaygı bozukluğudur. Bu durumda bu kaygı kişiyi ele geçirir ve güçsüzleştirir.

Call Now ButtonBilgi Almak İstiyorum