Fatma Deveci - DoktorTakvimi.com Psikoterapi/Psikolojik Danışma Süreci Hakkında – Psk Dan. Fatma Deveci

Psikoterapi süreci, kişinin kendi derinliklerine doğru giden yolda sevgi, saygı, koşulsuz kabul, gizlilik, saydamlık gibi değerli ilkeler eşliğinde ona ayna olmaktır. Psikoterapi süreci bireyler için zaman zaman zorlayıcı olabilmektedir. Bu zorluğu bireyler bazen başlama noktasında, bazen de devam etme sürecinde hissedebilmektedir. Bir prikoterpist/psikolojik danışmana düşen bu süreçte danışanın adımlarına ayak uydurmak, onunla hızlanmak, yavaşlamak ya da durmak gibi eylemlere karar verecek içgörüye sahip olmaktır.

Psikoterapi/psikolojik danışma sürecinin nasıl işletileceğine dair 1890’lı yıllardan günümüze kadar 400’den fazla psikoloji yaklaşımı geliştirilmiştir. Geleneksel, modern ve post-modern akımlarla şekil değiştiren tüm bu yaklaşımların temelinde esasında bireye sorumluluk kazandırmak vardır. Sorumluluk alma ile birey kendi hayatına ait farkındalığın, kabullenişin, reddedişin ya da değişimin sorumluluğunu almaktadır. Kişi birey olmanın çabasını belki de bu şekilde vermektedir. Tüm yaklaşımlarda ortak olan temel ilkeler yukarıda da ifade ettiğim gibi saygı, empati, koşulsuz kabul, gizlilik, saydamlık ve etkin dinleme olarak sıralanabilir.

Gelelim sistemik psikoterapi/psikolojik danışma yaklaşımına… Post-modern yaklaşımlar arasında yer alan sistemik yaklaşım temellerini izafiyet kuramından almaktadır. İzafiyet kuramında nasıl ki mutlak bir sıfır noktası yoksa; sistemik yaklaşım ve diğer tüm post-modern psikoloji yaklaşımlarında da mutlak bir doğru yoktur. Sistemik yaklaşıma göre süreçte merkezde olan ve kendi hayatının uzmanı olan danışanın kendisidir. Terapist merak etmenin, bilmemenin uzmanıdır. Doğrular, çözümler danışanın kendi hikayesi içinde ortaya çıkacaktır.

Sistemik yaklaşıma göre semptomları gidermekten ziyade bu semptomların bireyin yaşamındaki yeri önem taşımaktadır. Sistemik yaklaşım için psikiyatri ve tanılama süreci bireyin hikayesini tamamlayan bir ögedir. Teşhis ya da problem kişiyi etiketlemek, sınıflandırmak için değil; anlamak için kullanılacak birer araç olarak değerlendirilmektedir. Problemin ne işe yaradığı ve doğasını anlamak temeldir.

Sistemik yaklaşıma göre geçmiş yoktur. Geçmişte yaşanan ve algılanan bağlam o çerçevede kalmıştır ve bireyin bugün algıladığı bağlam geçmişten bağımsızdır. Bireyin geçmişi bugün nasıl gördüğü ve algıladığı temeldir. Bugünkü algısını da birey geçmişten bu yana nasıl değiştirdiğini görerek yeniden yapılandırabileceğini de görebilir. Bu nedenle sistemik yaklaşımda geçmiş değil şu an önem kazanmaktadır.

Psikoterapi ve sistemik yaklaşımın söylediklerinden yola çıkarak terapist ile yürümek ne işimize yarar sorusunu kendimize şu şekilde sorabiliriz: “Etrafımızda pekçok insan olabilir. Arkadaşımız, ailemizden birisi, sevgilimiz… Onlar da bizi etkili ve empatik bir şekilde dinliyor olabilir. Fakat bize ayna olma noktasında, çelişkilerimizi yansıtma noktasında acaba ne kadar objektif olabilirler? Diyelim ki objektif oldular… Peki bunu onların yapması acaba bize ne kadar iyi gelecek? Acaba bunu doğru zamanda yapabilecekler mi? Ya da bu çelişkilerimizin hangi ihtiyaçlarımızı karşıladığını farketmemizi ne kadar sağlayacaklar?” Bu gibi pekçok sorunun sonucunda bize nötr, merak ve bilmeme tutumları ile yaklaşacak bir terapist yarar sağlayabilecektir.

Psikoloji alanında hizmet veren meslek grupları birbirlerinden hangi yönlerden ayrılır? Bu soru pekçok insanın kafasını karıştıran önemli bir sorudur. Bu soruyu cevaplamak için de temelde psikoloji teriminin ne olduğuyla başlamak daha etkili olacaktır. Psikoloji bilimi insanın ruhsal yapısını inceleyen bir alandır. Ancak insan biyo-psiko-sosyal bir varlıktır. Dolayısıyla bu yapıyı incelerken her alanın birbirine etkisi, etkileşimleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin psikoloji dediğimiz alan fizyolojiden, salgılanan hormonlarımızdan etkilenir. İşte tam bu noktadan hareketle psikiyatri bilimi açıklanabilir. Psikiyatri ruhsal yapımızın bütünlüğünü korumak için fizyolojik ve nörolojik belirtileri gözlemler ve düzenleyici ilaç sağaltımını gerçekleştirir. Psikoterapi ise tamamen soyut bir uygulama alanıdır. Psikoterapide psikolojik yapının bütünlüğünü korumada bireyden yola çıkarak ona ayna olmak esastır. Psikoterapide psikiyatrik tanı almış ya da almamış vakalarla ilgili farklı yaklaşımlara göre farklı tekniklerle çalışmak mümkündür. Psikolojik danışmada ise popülasyon farkı söz konusudur. Psikolojik danışmanın psikoterapiden ayrıldığı nokta psikiyatrik tanı almayan vakalara hizmet vermesidir. Bireyin biyo-psiko-sosyal yapısı nedeniyle ne psikiyatri psikoterapiyi yadsıyabilir ne de psikoterapi psikiyatriyi.

Call Now ButtonBilgi Almak İstiyorum